Evaporatif soğutma sistemleri, doğal buharlaşma prensibiyle çalışır. Sistem, sıcak havayı özel selülozik pedlerden geçirir. Bu pedler, su ile ıslatılır ve sıcak hava bu nemli pedlerden geçerken, suyun buharlaşması sonucu ısı emilir ve hava doğal olarak soğur. Soğutulan hava, fan yardımıyla ortama üflenir. Bu sistemde kompresör veya soğutucu gazlar kullanılmadığı için enerji tüketimi düşüktür ve çevre dostudur.

Evaporatif soğutma sistemleri, geleneksel klima sistemlerine göre %70'e varan oranda daha az elektrik tüketir. Çünkü geleneksel klimalar ısıyı soğutucu gazlar ve kompresörler aracılığıyla dışarı atarken, evaporatif soğutucular sadece su pompası ve fan için elektrik kullanır. Örneğin, 200 m² bir endüstriyel alan için geleneksel klima yaklaşık 15-23 kW güç tüketirken, evaporatif soğutucu sadece 4.5 kW güç tüketir.

Evaporatif soğutucular en yüksek verimi sıcak ve kuru iklimlerde gösterir. Çünkü buharlaşma prensibi, düşük nem oranlarında daha etkilidir. Bağıl nemin %60'ın altında olduğu bölgelerde ve ortamlarda ideal performans sağlar. Yüksek nemli iklimlerde (örneğin %70'in üzeri) soğutma etkisi azalabilir. Ancak endüstriyel alanların çoğu, içerideki ısı kaynakları nedeniyle düşük bağıl neme sahip olduğundan, evaporatif soğutucular pek çok endüstriyel uygulamada verimli çalışır.

Evaporatif soğutucular, geleneksel klimalara kıyasla çok daha az bakım gerektirir. Temel bakım gereksinimleri şunlardır:

• Sezon başında ve sonunda su deposunun temizlenmesi
• Su filtresinin düzenli kontrolü ve gerektiğinde değiştirilmesi
• Soğutma pedlerinin yılda bir kez kontrol edilmesi ve 3-5 yılda bir değiştirilmesi
• Fan kayışlarının kontrolü ve gerektiğinde ayarlanması
• Su pompasının düzenli kontrolü

Bu bakım işlemleri genellikle yılda 1-2 kez yeterlidir ve kompresör, soğutucu gaz gibi karmaşık bileşenler olmadığı için bakım maliyeti düşüktür.

Evaporatif soğutucuların su tüketimi, kullanılan modelin kapasitesine, çalışma süresine ve ortam koşullarına göre değişiklik gösterir. Ortalama olarak, 18.000 m³/saat kapasiteli bir endüstriyel evaporatif soğutucu, tam performansta çalışırken saatte yaklaşık 15-25 litre su tüketir. Bu miktar günde 8 saat çalışma süresi için 120-200 litre arası su tüketimi anlamına gelir. Daha düşük hava debilerinde veya daha nemli ortamlarda su tüketimi azalır.

Modern evaporatif soğutucularda su tasarrufu sağlayan özellikler bulunur. Örneğin otomatik su seviye kontrol sistemleri ve su kalitesine göre optimum boşaltma döngüleri ile su tüketimi minimize edilir.

Evet, evaporatif soğutucular çalışma prensibi gereği ortama nem ekler. Ancak bu, sık sık yanlış anlaşılan bir konudur. Doğru havalandırma ile nem artışı kontrol edilebilir durumdadır. Endüstriyel alanlarda yeterli hava çıkışı sağlandığında (örneğin mevcut havalandırma fanları veya açık kapılar/pencereler ile), nem seviyesi rahatsız edici seviyelere ulaşmaz.

Ayrıca, fabrika ve atölye gibi endüstriyel ortamlarda sıcak ve kuru havayı hafif nemlendirmek, çalışanların konforunu artırır, statik elektrik birikmesini önler ve ahşap, tekstil gibi malzemelerin kurumasını engeller. Yüksek nemli bölgelerde, ilave havalandırma sistemleri ile birlikte kullanılarak nem seviyesi dengeli tutulabilir.

Uygun model seçimi, aşağıdaki faktörlere bağlıdır:

• Soğutulacak alanın büyüklüğü: Metrekare ve tavan yüksekliğine göre gerekli hava debisi (m³/saat) hesaplanır
• Ortam sıcaklığı: Yüksek sıcaklıklarda daha yüksek kapasiteli modeller gerekir
• İç ortamdaki ısı kaynakları: Makineler, fırınlar vb. ısı kaynakları varsa kapasite artırılmalıdır
• Bölgenin iklim özellikleri: Nem oranı ve ortalama sıcaklık değerleri

Genel olarak:

• Küçük atölyeler ve mağazalar için: Kabel Plus10 (10.000 m³/h)
• Orta büyüklükteki üretim alanları için: Kabel Plus20 (20.000 m³/h)
• Büyük fabrikalar ve depolar için: Kabel Plus30/40 (30.000-40.000 m³/h)
• Geçici veya taşınabilir çözümler için: Mobil modeller

En doğru model seçimi için teknik ekibimizle iletişime geçmenizi öneririz. Ücretsiz keşif hizmeti ile işletmenize en uygun çözümü sunabiliriz.

Evaporatif soğutucular, geleneksel klimalara göre hava kalitesini olumlu yönde etkiler. Temel avantajları şunlardır:

• %100 Taze Hava: Evaporatif soğutucular sürekli olarak dışarıdan taze hava alır, bu sayede ortamdaki hava sürekli yenilenir.
• Doğal Filtreleme: Selülozik pedler, havadaki toz ve partikülleri tutarak basit bir filtreleme işlemi sağlar.
• Kapalı Devre Olmaması: Geleneksel klimalar gibi aynı havayı tekrar tekrar sirküle etmez, dolayısıyla bakteri ve virüslerin yayılma riski azalır.
• Havanın Nemlenmesi: Özellikle kuru iklimlerde, havanın aşırı kuruluğunu önleyerek solunum yolları için daha sağlıklı bir ortam oluşturur.

Ayrıca, modern evaporatif soğutucularda anti-bakteriyel özellikli pedler ve su arıtma sistemleri kullanılarak hava kalitesi daha da iyileştirilir.